Adını koyan, konuyu açan, sözünü söyleyen, sahneye çıkandır iktidar. Öznedir. Söylem üretir, gündem belirler.

Siyasi iktidar bir süredir bu özelliğini kısmen yitirmeye başladı. “128 Milyar Dolar” örneği gibi birçok konuda sözü söyleyen muhalefetti. Bu tarz çıkışların neredeyse tümü kitlesel bir heyecan oluşturdu.

Uzun zamandır muhalefete yönelik en büyük eleştiri heyecan oluşturamamasıydı. Kimileri bunu, “muhalefet halkı heyecanlandırmaya değil, itidalli davranarak aklı selim bir geçiş oluşturmaya çalışıyor” diyerek savundu ve destekledi. Fakat siyasi iktidar en nihayetinde halkın seçtiği oyla belirleniyor ve halk feci derecede duygusal kararlarla oy kullanıyor. Heyecanı sağlamadıkça; kamusal alanda, toplumsal gündemde ve siyaset kamuoyunda söylem iktidarını kazanmadıkça siyasi iktidarı kazanmak da mümkün görünmüyor.

Yeni kurulan partiler uzun süre muhalefet içinde meşruiyet alanı bulmak ve iktidar seçmenini de ürkütmemek için söylem üretemediler. Bu sıkışmışlık hali onların beklenen heyecanı karşılayamamasına yol açtı. Şimdi oradan çıkmayı başarırlarsa hâlâ şans bulabilirler.

Bu konuda çok daha başarılı yol izleyen Millet İttifakı üyeleri ise denklemin belirsizliği nedeniyle söylem üretmemeyi seçebiliyorlar. Bu iki grup bir araya gelince de yalnızca siyasi eliti ilgilendiren ve topluma heyecan üretmeyen metinler ortaya çıkıyor.

Altı siyasi parti çok uzun zamandır birçok başlık altında beraber çalışıyor. Altı siyasi partinin genel başkanları da Türkiye tarihinin en önemli masalarından birini kurarak çok büyük bir başarıya imza attılar. Peki, adı ne bu masanın?

Altılı Masa!

Bu kimseye tuhaf gelmiyor mu? Bunca ajans, siyasal iletişimci ve siyaset bilimci neden bu isimsizliğe itiraz etmiyor? Altılı masa diye adlandırılan bir masa topluma heyecan verebilir mi? Bir aradalığı değil bölünmüşlüğü vurgulayan, isimsizliği ilan eden bu ismin ısrarla sürdürülmesi nasıl bir siyasi basiretsizliktir?

Google’a “altılı” yazıldığında önerilerde altılı ganyana dair aramalar çıkıyor. Türkiye tarihinin en önemli siyasi masalarından birinin bu kadar talihsiz bir isme sahip olması ne kadar acı.

Oysa siyasi literatürümüz oldukça geniş. Bir aradalığı, istişareyi, ortak aklı, demokrasiyi işaret eden onlarca kelimemiz var. Yeter ki denklemlerin içinde boğulmayı bırakıp adını koyma cesaretini gösterecek bir irade olsun.

Denkleme göre heyecan üretmek kolaydır, iktidar olmayı aklına koyanlar denklemi değiştirecek heyecanı da üretebilmeli. Zor değil.