Mustafa Busuladžić ismi, oluşturulmak istenen provokatif mikro milliyetçi Boşnak kimliği için Bosna Hersek toplumunda son dönemde ortaya çıkartılan en güçlü figür konumunda. Alija’nın entelektüel kimliğini oluşturmada etkilendiği önemli kişilikler arasında gösterdiği Mustafa Busuladžić’i tanımaktan çok uzağız açıkçası. Son olarak Ağustos 2017’de Sarajevo Dobroševići İlköğretim Okulu'na Mustafa Busuladžić’in adının verilmesi ve İsrail’in Tiran’da bulunan Büyükelçiliği’nin Bosna Hersek Dışişleri Bakanlığı’na tepki göstermesi ile birlikte Bosna Hersek toplumunda bir kez daha Mustafa Busuladžić ismi öne çıkmıştı.
1 Nisan 1914’te Trebinje’nin yakınlarındaki Gorića’da dünyaya gelen Busuladžić, Bosna’nın en prestijli iki medresesi Elçi İbrahim Paşa ve Gazi Hüsrev Bey Medresesi’nde eğitim görmüştür. Henüz daha öğrenciyken İslâm Avazı, Yeni Bahar gibi dergilerdeki yazıları ses getirmiştir. Dönemin İtalyan Hükümetinden burs alarak Roma’da iki yıl Şarkiyat’ta yüksek lisans yaptıktan sonra Sarajevo Şeriat Okulu’nda çok iyi bir metot bilimci olarak göreve başlamıştır. Bu süreçte Arapça, Türkçe, Almanca, Fransızca ve İtalyanca’yı akıcı şekilde öğrenerek tercümanlık yapan Busuladžić aynı zamanda iyi bir hatip olma özelliğini korumuştur.
Öyle ki Hafız Mahmud Traljić'in "Nereyi ziyaret ettiyse veya ders verdiyse, odalar ağzına kadar doluyordu" sözleri, Busuladžić’in güçlü hatip ve bilge kişiliğini ortaya koyuyor.
Mustafa Busuladžić, etnik açıdan çoğulcu bir yapıya sahip Bosna Hersek içerisinde yalnızca Müslüman Boşnak sınıfı için önemli bir figür olmadı. Busuladžić ile arkadaş olan Sırp Dušan Šimšić, Mustafa’nın kendi nesli ve toplumunu aştığını ifade ederek yaz aylarında memleketi Trebinje'ye döndüğünde, o bölgedeki Ortodoks ve Katolik rahiplerle her zaman sohbet ettiğini ve sohbetlerine, vaazlarına Hristiyan toplumunun da ilgi gösterdiğini vurguluyor. Bu sohbet ortamlarında verdiği vaazlar, bugün dahi Bosna toplumunun genel değer ve yargılarını etkilemeye devam ediyor.
‘Kant öyle düşünüyorsa ben de böyle düşünüyorum!’ diyecek kadar güçlü bir birikime sahiptir Busuladžić. Bu güçlü kişiliği sayesinde İtalya’da öğrenci olduğu dönemde iki İtalyan dergisi "Oriente Moderno" (Roma Üniversitesi Doğu Enstitüsü'nün resmi bülteni) ve Arap dünyasındaki olayları ele alan haftalık bir dergi olan "Mondo Arabo"da kaleme aldığı komünizm karşıtı yazılar, Kasim ef. Dobrača'dan sonra Mehmed ef. Handžić'in önerisiyle 2. Dünya Savaşı sırasında El-Hidâye’nin teşkilâtı olan Genç Müslümanların başkanlığına getirilmesini sağlar.
"Geçmişte hayatta kalmak, sayısal güce değil, Bosna-Hersek ve Balkanlar'ın Müslüman sakinlerinin sahip olduğu içsel değerlere dayanıyordu. Kaderimizin dış dünyada bir yerde değil, kendimizde belirlendiğini bilmeliyiz."
Güçlü ve bağımsız bir Boşnak kimliği inşasında oldukça hevesli olan Busuladžić, ‘Tarihte Halkların ve Toplulukların Kaderi Üzerine Düşünceler" başlıklı makalesinde, "Geçmişte hayatta kalmak, sayısal güce değil, Bosna-Hersek ve Balkanlar'ın Müslüman sakinlerinin sahip olduğu içsel değerlere dayanıyordu. Kaderimizin dış dünyada bir yerde değil, kendimizde belirlendiğini bilmeliyiz." ifadeleri ile komünizm karşıtı manifestolarını sürdürürken Boşnaklığı güçlendirmede ve korumada kararlı bir duruş sergiledi ve komünizmin Boşnak kimliğinin sahip olduğu güçlü değerleri yok edici nitelikler taşıdığını vurguladı.
Dolayısıyla müslümanların kendilerini savaşa, faşizme ve komünizme karşı nasıl konumlandırmaları gerektiği sorusuyla meşgul olmaya devam etti. Bu anlamda Bosna Hersek’teki müslüman entelijiansiya ve toplumu içerisinde vatanseverlik ve milliyetçilik kavramlarının en önemli figürü olan Mehmed Handžić’in karşısında Mustafa Busuladžić, ‘İslâmi Sosyalizm’ ve ‘Bosnalı İslâm’ kavramlarının en önemli temsilcisi oldu ki özellikle Bosnalı İslâm düşüncesinden en çok etkilenen isim şüphesiz Alija Izetbegović oldu.
Busuladžić, ‘İslamofobi’ gibi döneminin yabancı olduğı bir dizi entelektüel yenilikçi ve ilginç terimleri popüler söyleme entegre etmeye devam etti ve yazılarırı bol metaforlu ve "bir iğnenin ucuna kaç şeytan sığar" gibi dogmatik ve popülist söylemlerden uzak tuttu. Değer dünyasının en önemli etkileyicileri ve aktörleri, Bosna-Hersek'e gelen El-Ezher'in ilk mezunları oldu: Mehmed Handžić, Kasim Dobrača, Muhamed Focak vd.
Bosnalı Müslümanlar için siyasal örgütlenme açısından önemi tartışılmaz bir konumda olan El-Hidâye ve Genç Müslümanlar teşkilâtı içerisine dönemin komünist Yugoslavya rejiminin yerleştirdiği ajanlara karşı mücadele veren Busuladžić, Bosna Hersek ve Avrupa müslüman toplumu açısından çok önemli iki eser kaleme aldı: Sovyet Rusya Müslümanları ve Avrupa’daki Müslümanlar. Özellikle Sovyet Rusya Müslümanları eseri ile dönemin Sovyet rejimini ve siyasi konjonktür gereği Sovyetlerin en önemli müttefiki komünist Yugoslavya rejimini ağır biçimde eleştiren Mustafa Busuladžić, eserinde sosyalist sistemin çürütülmesi adına çok önemli temel dinamikleri ortaya koydu ve neticede sosyalist rejim için bu derece tehlike arz etmesi nedeni ile Nisan 1945’te tutuklanarak ve Mareşal Tito kışlasına götürüldü. Yargılanmasına ‘rejim karşıtlığı ve Nazilerle işbirliği’ gerekçeleri ile başlandı.
Kardeşine ‘Onları koyun gibi boğduk!’ şeklinde açıklama yapan rejim askerlerinin kurbanı olan Mustafa Busuladžić, ölürken oğluna vermesi için Abdullah ef. Skaka’ya Kuran’ını ve tesbihini teslim etmişti.
29 Haziran 1945’te Željeznička Tren İstasyonu’nun arkasında bulunan Velesici’de, Ticaret Akademisi Müdürü ve Saraybosna eski Belediye Başkanı Prof. Atıf Kadić ve gayri müslim Bosna Hersek vatandaşları Prudely ve Ante Yurin ile birlikte kurşuna dizildi. Komünist askerlerden İvica isimli biri ölümünden sonra boğazını kesip sergilemek istese de Šefko Hadžiomerović izin vermedi. Kurşunların etkisi ile delik deşik olmuş fesi ve gözlüğü, ölümünden sonra kardeşi ve eşine verilmişti. Kardeşine ‘Onları koyun gibi boğduk!’ şeklinde açıklama yapan rejim askerlerinin kurbanı olan Mustafa Busuladžić, ölürken oğluna vermesi için Abdullah ef. Skaka’ya Kuran’ını ve tesbihini teslim etmişti.
Asıl ilginç durum ise, Sovyet rejimi ile Sosyalist Yugoslavya yönetiminin ittifakının bozulması sonrası Yugoslavya rejiminin Busuladžić’in Sovyet Rusya Müslümanları kitabından yoğun şekilde faydalanması oldu. Çünkü kitap, Bolşeviklerin Rusya'daki Müslümanlara karşı işlediği ağır suçlarını gün yüzüne çıkarıyordu.
Ancak tüm bu yaşananlara rağmen, günümüzde mikro milliyetçi saikler üzerine kurgulanan post modern Boşnak kimliği ile birlikte Bosna Hersek’te yer alan Müslüman entelijansiya, Mustafa Busuladžić üzerinden bir hesaplaşma dönemi içerisinde.
Ancak tüm bu yaşananlara rağmen, günümüzde mikro milliyetçi saikler üzerine kurgulanan post modern Boşnak kimliği ile birlikte Bosna Hersek’te yer alan Müslüman entelijansiya, Mustafa Busuladžić üzerinden bir hesaplaşma dönemi içerisinde. Aydın, münevver kişiliği ile birlikte Busuladžić’in 2. Dünya Savaşı sırasında komünizm karşıtı önemli propagandalar üretirken dönemin faşist İtalyan Hükümeti’nden burs alması, faşistlik ve anti-semitik etiketlerle mücadele etmesi söz konusu. Rövanşist kodlarla kurgulanan günümüz Boşnak kimliği bu mücadeleyi ne kadar önemsiyor açıkçası tartışmalı.
Bosna Hersek’te son dönemde ortaya çıkan ve ötekinin yok edilmesi üzerine oluşturulan Boşnak entelijansiyanın söylemlerine karşın Busuladžić’in ifadeleri ve eylemleri doğru incelenmeli. Öncelikle İtalya’nın, Kuzey Afrika'daki Müslümanlara karşı işlediği suçlar nedeniyle Busuladžić tarafından şiddetle eleştirilmesi Busuladžić hakkındaki tereddütleri ve hatta çelişkili tutumları ortadan kaldıran ilk faktör olarak yorumlanabilir.
Busuladžić’in daha çok sosyalizmi ya da Bolşevizmi eleştirerek faşizmden hep bu bağlamda bahsetmesi, İslam ve Sosyalizm adlı ünlü eserinde İslam'ın "hem komünizmin hem de ırkçı fikirlerin doğal rakibi" olduğunu ve Müslümanların "Müslümanlar arasındaki herhangi bir komünist-faşist etkiyi" bastırmak için kendi manevi köklerine dönmeleri gerektiğini açıkça iddia ederek Faşist Hırvat yönetimi Ustaşa’lara bağlılığa karşı çıktığını ortaya koyan diğer önemli ifadeler.
Günümüzde Boşnak kimlğinin Mustafa Busuladžić üzerinden hesaplaştığı ‘Nazilerle işbirliği’ etiketi, toplumda provaktif söylemlerle yeniden üretilmeye devam ediyor. Ancak arşivlerden belgeler incelendiğinde Nazi ordusu içerisinde ‘kendi fesleri’ ile birlikte yer alan Müslüman Boşnak Hançer Birliği’nin, Bosna Hersek Müslümanları Ulema Meclisi üyesi Muhammed Pandža’nın çağrısı ile 2. Dünya Savaşı sırasındaki Sırp-Hırvat çatışmasının köylerde Müslüman topluma yönelik bir soykırıma dönüşmesinin engellenmesi adına kurulduğu tespit ediliyor. Üstelik El-Hidâye ve Busuladžić’in o günlerde Müslüman Boşnak askerlerin Ustaşa yönetiminin işlediği soykırımlardan uzak durması yönündeki vaaz ve çağrıları önem arz ediyor.
Mustafa Busuladžić'in ortaya koyduğu ‘bağımsız ve kendi değer dünyasını üreten’ bir Müslüman dünya ideali için en önemli tehlike, Büyük Britanya olarak yorumlanıyordu.
Bu anlamda Busuladžić’in faşist Hırvat yönetiminin yanında görülmesinin iki önemli sebebi var: Komünizm ve Büyük Britanya karşıtlığı. Mustafa Busuladžić'in ortaya koyduğu ‘bağımsız ve kendi değer dünyasını üreten’ bir Müslüman dünya ideali için en önemli tehlike, Büyük Britanya olarak yorumlanıyordu. Özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında Büyük Britanya’nın savaşın seyrine göre önce Çetnik ordusunu daha sonra üstünlüğü ele geçiren komünist Partizan ordusunu desteklemesi, Busuladžić tarafından ağır biçimde eleştirildi ve Büyük Britanya’nın emperyalist tehlikesine dikkat çekildi.
Sosyalist Yugoslavya’da dönemin gizli istihbarat teşkilâtı OZNA’nın Mustafa Busuladžić’i sorgularken geçen diyaloglar da arşivlerdeki yerini koruyor. Busuladžić’in buradaki ifadeleri, mevcut Ustaşa yönetimine karşı duruşunu ortaya koyan önemli faktörler arasında.
25 Nisan 1945 OZNA’nın Mustafa Busuladžić Sorgusu: OZNA: Hitler’le görüşen Filistin Müftüsü Hacı Emin El-Hüseyni ile görüşerek ne amaçladın? Busuladžić: Bosna Hersek'teki katliamı, Ustaşa'nın kışkırtıcı ve yıkıcı çalışmalarını durdurmasını talep ettim. OZNA: Ustaşa gazetesi "Osvit"teki işbirliğinizin niteliği neydi? Busuladžić: Osvit'te bir Ustaşa olarak değil, bir Müslüman olarak görev aldım. Bir Müslüman olarak Müslümanlara bir şey söylemek istedim. Dinler arası hoşgörünün gerekliliğini vurgulamak istedim. Çetnikleri ve Ustaşaları düşman olarak tanımladım. OZNA: Müslümanların Filistin'deki mücadelesinden bahsettiğiniz pasajda ortak düşman olarak kimi kastettiniz? Busuladžić: Yahudileri ve İngilizleri. OZNA: Bu aynı zamanda dini hoşgörü ruhu içinde miydi? Busuladžić: Yahudilerin Filistin'deki Müslüman ve Hıristiyanların haklarına saldırmak insani hoşgörü ruhu içindeyse, o zaman bizim de kendi hakkımızı savunma hakkımız var.
Mustafa Busuladžić figürü, aydın ve münevver müslüman kişiliğinin yanı sıra Bosna Hersek’te bugün maalesef rövanşist mikro milliyetçilik tarafından araçsallaştırılmaya devam ediliyor. Sırp ve Hırvat toplumunun mikro milliyetçi saikler üzerinden Batı emperyalizminin etkisi altında kalmasına karşın, Boşnak Müslüman entelijansiyanın uzun süredir kapsayıcı Bosnalılık kimliği üzerinden savunduğu değerleri terk etme girişimleri olumsuz yönde dikkat çekici. Üstelik bu girişimin günümüz Müslüman dünyasının ihtiyaç duyduğu şahsiyet olan Mustafa Busuladžić üzerinden yapılarak Busuladžić’in isminin Batı emperyalizminin isteği doğrultusunda kullanılması ve faşist söylemlerle araçsallaştırılması, üzerinde uzunca düşünülmesi gereken bir konu.