2022 yılı yalnızca Bosna Hersek için değil Balkan ülkeleri için seçim yılı olarak tanımlanabilir. 2022 Ocak ayından bu yana Slovenya ve Sırbistan gibi Batı Balkanların başat iki ülkesi seçim hareketliliği yaşamıştı. 2 Ekim 2022 tarihinde ise Bulgaristan ve Bosna Hersek’te gerçekleşecek seçimler, bölgenin siyasi konjonktürünü etkileyecek gibi.

Bosna Hersek’te 2 Ekim’de gerçekleşecek Başkanlık Konseyi, Temsilciler Meclisi ve Kanton Seçimlerinin doğru analiz edilebilmesi adına öncesi ve sonrası diyebileceğimiz bir kırıma noktası söz konusu: Rusya-Ukrayna Savaşı.

Bu kriz yalnızca Bosna Hersek iç siyasetini ve seçimlerini değil, Batı Balkan ülkelerinin tüm koalisyon, işbirlikleri ve stratejilerini derinden etkileyen ve dönüşüme uğratan bir kriz oldu. Özellikle AB ile ilişkilerinde birliğe entegre olmak adına sosyolojik ve siyasi dönüşüme eğilim gösteren Sırbistan’ın da plân ve hedeflerinde önemli değişiklikler söz konusu oldu.

AB’nin Putin’in açık ifadeleri ile kesinleşen ve kışın yaşayacağı enerji krizi sonucu Sırbistan’ın doğal müttefik Rusya’nın tarafında konum belirlemesi de kaçınılmaz oldu.

Hal böyleyken 2 Ekim’de Bosna Hersek’te gerçekleşecek seçimlerin de mevcut savaşın meydana getirdiği kriz sonrası yeniden yorumlanması kaçınılmaz.

Tabi öncelikle Bosna Hersek’teki seçim sistemini kısaca aktarmamız gerekiyor.

21. yüzyılda özgür dünyanın zaferi olarak adlandırılan ‘yeni dünya düzeninin’ idealize ettiği ve kutsallaştırdığı eşit temsil ve çoğulcu demokrasinin uygulama açısından bir prototibini temsik eden Bosna Hersek’i Avrupa’nın diğer çoğulcu demokrasilerinden ayıran en önemli unsur, hiç şüphesiz sosyolojik anlamda yoğun ve alt kültür düzleminde çatışmacı gerilimlere sahip etnik unsurlardan oluşması ve bu kurucu unsurlarında etnosentrik çatışmaları bir kenara bırakmadan eşit temsil sistemi ile iktidar mekanizmasını paylaşması.

Üç kurucu unsur olan Boşnak, Hırvat ve Sırp toplumunun adaylar arasından seçeceği 3 Konsey Üyesi seçilecek ve mevcut üç konsey üyesi de 8 ay arayla 2 dönem olmak üzere sırayla Konseyin Başkanlık görevini yürütecek.

2 Ekim 2022 tarihinde Bosna Hersek’te gerçekleşen seçimler, üç aşamalı gerçekleşecek. Bosna Hersek’te Dayton Barış Antlaşması’nın sözde barışı getirmek için dayattığı siyasal sistem içerisinde Başkanlık Konseyi denilen en üst düzey yönetim organına üç kurucu unsur olan Boşnak, Hırvat ve Sırp toplumunun adaylar arasından seçeceği 3 Konsey Üyesi seçilecek ve mevcut üç konsey üyesi de 8 ay arayla 2 dönem olmak üzere sırayla Konseyin Başkanlık görevini yürütecek.

Ülkenin siyasi yapısı içerisindeki birçok kademede dönüşümlü ve eşit temsil ilkesinin geçerli olması, bürokratik kadrolaşma, milliyetçi saikler üzerinden karar alma mekanizmalarını işlevsizleştirmesi, ülke içi siyasetin ana maddesi. Örneğin Başkanlık Konseyi dâhil birçok yönetim kademesinde karar alınıp uygulanabilmesi için yasal olarak ‘oy birliğinin’ gerçekleşmesi lâzım. Her an tekrardan savaşı tetikleyecek düzeyde rövanşist milliyetçi saikler üzerinden gerginlik oluşturan üç kurucu unsur dikkate alındığında oy birliği ilkesininin uygulanabilirliği de doğal olarak tartışma konusu oluyor. Seçimlerin ikinci boyutunu ise ikili yasama sistemi içerisinde Temsilciler Meclisi Seçimleri oluşturuyor. Temsilciler Meclisi, ülkede kurucu unsurlar ile birlikte azınlıkların da temsil edildiği yasama organı olarak görev alıyor.

Boşnak ve Hırvatların yönettiği Bosna Hersek Federasyonu içerisinde yer alan 10 Kantonal yapının da Kanton Seçimleri 2 Ekim 2022 tarihinde yapılacak ve mevcut kanton yönetimleri de entite olan federasyon içerisindeki Halklar Meclisi’ne üye gönderecek.

28 üyesi Bosna Hersek Federasyonu, 14 üyesi ise Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti tarafından seçilecek Temsilciler Meclisi, benzer şekilde iki entite içerisinde de bulunuyor ve entiteler içerisindeki Halklar Meclisini de entiteler içerisindeki Halklar Meclisi oluşturuyor. Devlet düzeyindeki 15 üyelik Halklar Meclisine de  üye gönderen entite düzeyindeki Halklar Meclisi, kurucu unsurların temsil edildiği ve üç kurucu milli unsurların kendi çıkarları adına karar aldığı ya da daha doğru ifade ile alamadığı bir siyasi yapılanmayı ifade ediyor. Son olarak Boşnak ve Hırvatların yönettiği Bosna Hersek Federasyonu içerisinde yer alan 10 Kantonal yapının da Kanton Seçimleri 2 Ekim 2022 tarihinde yapılacak ve mevcut kanton yönetimleri de entite olan federasyon içerisindeki Halklar Meclisi’ne üye gönderecek.

Tüm karışık ve kaos oluşturucu çoğulcu siyasal sistem içerisinde elbette tüm dikkatler Başkanlık Konseyi’ne seçilecek üyeler üzerinde toplanmış durumda. Parlamento kararlarının uygulayıcısı, dış politikanın yürütülmesi, yıllık bütçenin parlamentoya sunulması gibi önemli görevleri üstlenen Başkanlık Konseyi’nin asıl dikkat çekici noktası siyasi hiyerarşi içerisinde en üst organı oluşturması ve dolayısıyla üç kurucu unsurun siyasi manifesto, strateji ve hedeflerini en net duyurabildikleri organ olması. Başkanlık Konseyi için en güçlü aday Boşnaklar için hiç şüphesiz Bakir Izetbegović.

İki dönem konsey üyeliğini yürütmesinin ardından teamülen 1 dönem ara vermek zorunda kaldıktan sonra tekrardan konsey üyeliği için aday olan Bakir Izetbegović’in Boşnak üye seçimi açısından en önemli rakibi şüphesiz ki 11 muhalif siyasi partinin oluşturduğu koalisyon adayı Denis Bećirović. Kendilerini ‘Devlet Koalisyonu’ olarak adlandıran siyasi partilerin Boşnak Adayı ise Mirsad Hadžikadić oldu.

Konseyin Hırvat üyeliği için yarışacak en güçlü iki aday ise Hırvat Demokratik Birliği’nin adayı Borjana Krišto, Demokratik Cephe ve Halk Birliği Koalisyonu’nun adayı Željko Komšić olarak ön plâna çıkıyor. Sırp konsey üyeliği için ise mevcut siyasi gerilimler içerisinde homojen bir yapıda rahat bir görüntü çizen Bosnalı Sırpların konsey üyeliği için adayı ise Željka Cvijanović, Bosna Hersek Sırp Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Mirko Šarović, Vojin Mijatović ve Nenad Nešić oldu.

Sözü edilen adayların da konsey üyeliğine seçilebilme analizlerinin doğru yapılabilmesi adına, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın meydana getirdiği küresel siyasi konjonktür öncesi ve sonrası dikkate alınmalı.

Birçok aday içerisinde Bosna Hersek iç siyasi denge, strateji ve hedeflerini belirmesi açısından güçlü adaylara odaklanılması önemli. Bu açıdan incelendiğinde Bakir Izetbegović, Denis Bećirović, Borjana Krišto, Željko Komšić, Željka Cvijanović isimleri mercek altına alınarak manifestoları incelenmeli. Sözü edilen adayların da konsey üyeliğine seçilebilme analizlerinin doğru yapılabilmesi adına, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın meydana getirdiği küresel siyasi konjonktür öncesi ve sonrası dikkate alınmalı. Bu açıdan incelendiğinde Konsey üyeliği için Boşnak adaylar arasında Bakir Izetbegović ismi ön plâna çıkıyor. Her ne kadar 11 partilik koalisyonun desteklediği Denis Bećirović’in avantajı elinde bulundurduğu vurgulansa da gözden kaçırılan ve Boşnak toplumunun vurguladığı önemli noktalar var.

Seçim sistemi ve genel hatlarıyla adayları bu şekilde aktardıktan sonra zikrettiğim denge ve etkilerin, seçim sürecine ve muhtemel sonuca yansımasını bir sonraki yazıya bırakıyorum. İlk bölümü kapatmadan şunu söyleyebilirim ki enflasyonun görünürde %16,7 olarak açıklandığı, asgari ücretin 1.126 Bosna Markı (563 Euro) olduğu Bosna Hersek’te işsizlik ve yolsuzlukların milliyetçilik ile entegre hâle gelmesi; 2 Ekim’de gerçekleştirilecek seçimlerin sonrasında da mevcut gerilimlerin giderek artacağını gösteriyor.